Öne Çıkan Yayın

İslami olarak Ölümden Sonra Yaşam ve Ruh Hususu

Selam, Aslında şu an hiç kimse beni okumuyor biliyorum ama, Allah nezdinde "çabalamış" sıfatı kazanmak için bu yazıyı yazacağı...

20 Ekim 2017 Cuma

Kurtubî: Alak suresi hakkında şöyle der;
. وَقِيلَ: نَزَلَتِ السُّورَةُ كُلُّهَا فِي أَبِي جَهْلٍ
Not:Yorumları okuyun muhteremler.

2 yorum:

  1. 1- “Allah, (o nankör) insanı bir kan pıhtısından yarattı.” [Alak 96/2] “O Allah ki, o insana bilmediklerini öğretmiştir. Bütün bunlara rağmen (o kâfir) insan yine de fütursuzca azar.” [Alak, 96/5-6]

    Şimdiye kadar Alak suresinin ilk beş ayetinin ilk nazil olan ayetler olduğunu biliyorduk. Oysa yeni yapılan akademik çalışmalar sayesinde bunun böyle olmadığını öğrendik. İlk nazil olan ayetlerin hangileri olduğuna dair üç görüş bulunmaktadır. Birincisi; Buhari ve Müslim’in Hz. Aişe annemizden naklettikleri rivayettir. Buna göre nazil olan ilk ayetler Alak Suresinin ilk üç veya beş ayetidir. Yine İkincisi; Yine Buhari ve Müslim’in Cabir b. Abdillah’tan naklettiği Müddesir Suresinin ilk üç veya beş ayeti olduğuna dair rivayettir. Üçüncüsü ise Beyhakî, Salebî, Vahıdî, İbn-i İshak ve Belazurî gibi âlimlerin Tabiûn’dan Ebû Meysere’den mürsel olarak naklettikleri rivayettir ki, bu rivayete göre ilk nazil olan ayetler Fatiha Suresidir. Birinci görüşün genel kabul görmesi Buhari ve Müslim’in mutlak otorite kabul edilmesinden kaynaklanmıştır.

    Oysa Alak Suresindeki ilk beş ayetin anlam bakımından ilk ayetler olması mümkün değildir. Zira bu ayetlerde iki defa geçen “el-insan” zalim, kâfir, nankör bir kâfirdir. Kur’ân’da altmış küsur yerde geçen “el-insan” tek bir yerde olsun müspet sıfatlarla kullanılmamıştır. Mesela Kurtubî Alak suresinin baştan sona Ebu Cehil hakkında nazil olduğunu belirtir. Hem sonra baştan sona şirke batmış cahiliye toplumuna ilk olarak “oku” emrinin verilmesi de mantıksızdır. Üstelik ümmi bir toplum olan ve şifahi kültürden beslenen bu toplumun bir üyesi olan peygambere ilk ayetlerde kalemle öğretmekten bahsetmesinin anlamı da yoktur. Peygamberimiz bu emirden sonra okuma-yazma seferberliği de başlatmamıştır.
    İlk inen ayetler Fatiha suresidir. Buradaki insan [82/6-7] ayetlerinde geçen “Yâ eyyühel insan!” ifadesinin bir benzeridir. “Ey kâfir insan! Neydi seni cömert rabbin hakkında aldatan? O değil mi seni yaratan? O değil mi, seni şekillendirip tüm uzuvlarını yerli yerinde bir insan haline sokan?” şeklinde bu surede geçen “kerim/cömert rab” ifadesi aynı şekilde Alak suresinde de “ekrem rab” olarak geçmiştir. İnfitar suresinde kâfir Üseyd b. Kelde Velid b. Mugîre veya Esved b. Şerîk hakkında nazil olduğu gibi bu suredeki kâfir de Ebû Cehil’dir. Buradaki “el-insan”nın alaktan yaratılması, ona bilmediğinin öğretilmesinin amacı da informative/ bilgilendirmek de değildir. Bu surede Ebu Cehil’e biyolojik/fizyolojik açıdan ne kadar aciz ve basit olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu nankör kâfirin konuşan dili, kalem tutan eli de dâhil olmak üzere sahip olduğu her bir şeyin, yine Allah tarafından ona verildiği ifade edilmektedir. Tıpkı “allemehü’l-beyan” [55/3-4] ifadeleri gibi. Allah ona kalemle yazı yazmayı ve düşüncesini ifade etmeyi öğretti, gibi. Yine “Mekke ve havalisinde benden daha kerim (şerefli, değerlisi) yok” diyen Ebu Cehil’e “kerimlik sana değil, Allah’a aittir.” denilmektedir. “ذُقْ إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْكَرِيمُ /Tat bakalım azabımızı, hani sen dünyada iken çok şerefli, değerli (kerim) biriydin ya!” [44/49] ayetindeki kerim kişinin de Ebu Cehil olduğu tefsirlerde geçmektedir. “Bu vadinin en azizi ve en kerimi benim” diyen nankör kâfir! İzzet, şeref kim, sen kim? Anlamında bu ayette bu kimse istihfaf ve istihza edilmektedir. İşte bu kibirli kâfire haddi bildirilmekte, kendisinin adi bir sudan, bir kan pıhtısından yaratıldığı beyan edilmektedir. İlk inen ayetler Fatiha suresidir ve ilk nazil olan ayet besmeledir.
    -------

    YanıtlaSil
  2. Kaynakça:
    Kurtûbî (H.671), el-Câmiu li-Ahkami’l-Kur’ân, Dâru’l-kütübi’l-Mısriyye, II.Bas. 1964. C.20. s.122-3.
    قيل: إنه نزل فِي أَبِي جَهْلٍ. وَقِيلَ: نَزَلَتِ السُّورَةُ كُلُّهَا فِي أَبِي جَهْلٍ

    Mukatil(H.150), Dâru İhyâi’t-türas, I.Bas., Beyrut/H.1423. c.4., s. 613.
    Begavî (H.510), Meâlimü’t-tenzîl.., 4. Bas. Dâr Tayyibe., /1997. C.8., s.352-6.
    Taberî (H.310), Câmiu’l-Beyân.., Müessesetü’r-risale, I.Bas. 2000. c.22.s.48.
    Ebû Hafs Siracüddin Ömer b. Ali bin Âdil, age., c.17.s. 333.
    مَا بَيْنَ جبليْها أَعَزُّ ولا أكرمُ مِنِّي، فَوَالله لا تَسْتَطيعُ أَنْتَ وَلاَ رَبُّكَ أَنْ تَفْعَلاَ بِي شَيْئاً.
    Ünsal, Hadiye, Erken Dönem Mekkî Surelerin Tahlîli, Ankara Okulu Yay. Ankara/2015. S.123-164

    YanıtlaSil