Öne Çıkan Yayın

İslami olarak Ölümden Sonra Yaşam ve Ruh Hususu

Selam, Aslında şu an hiç kimse beni okumuyor biliyorum ama, Allah nezdinde "çabalamış" sıfatı kazanmak için bu yazıyı yazacağı...

9 Ekim 2017 Pazartesi

Edip Yüksel- Ruh

39:42 ALLAH ölümü anında nefsi (bilinci) alır; ölmeyenleri de uyku anında... Hakkında ölüm kararı verdiklerini tutar ve diğerlerini de belli bir süreye kadar salıp gönderir. Düşünen bir topluluk için bunda dersler ve işaretler vardır. 17:85 Sana ruhtan sorarlar. De ki: "Ruh Rabbimden gelir. Size verilen bilgi ise pek azdır." NOT: "Ruh" kelimesi Türkçe'de Yunan Felsefesinden aktarılan bir anlamda kullanılır. Kuran terminolojisinde "Ruh" vahiy ve Tanrısal bilgi demektir. Ölüm ve uyku anında vücuttan ayrılan şey ise "Nefs", yani bilinç ve kişiliktir (39:42). Vahyi iletmekle görevli olan denetçi Cebrail'in künyesi "Ruhul Kuds" (Kutsal Vahiy) dir (6:102). Tanrı, insan türünü özel bir vahiy ile bilinç ve kişilik sahibi kıldı (15:29; 38:72; 33:9). Şeytani virüsler ve kötü kullanım yoluyla yozlaşan bilinç ve kişiliğimizin programını Ruh adlı programı beynimize yerleştirerek düzeltebiliriz. Vahiy, genetik yapılarındaki orijinal ruhlarını kaybedenleri diriltir (6:122; 8:24). Ölümle birlikte Tanrı'nın ana kaydına kopyalanan "nefis" fincanlarla veya benzeri ilkel metotlarla tekrar dünyaya getirilemez. "Ruh çağırma" safların inandığı ve şarlatanların istismar ettiği bir eğlenceden ibarettir. Herhangi bir insanın beynindeki özgün nöron örgüsü ve hayat boyu hafızada biriktirilen bilgiler, ileri bir teknolojiyle organik olmayan bir materyale, örneğin bir bilgisayar diskine kaydedilebilir mi? Bir başka deyişle, kişiliği, beynin organik maddesinden "bilgi" olarak soyutlayıp nakledebilir miyiz, koruyabilir miyiz, çoğaltabilir miyiz? Teknolojinin gelişimine bakılırsa, böyle bir şeyin olması olmamasından daha olağan gözüküyor. "Çürüyen kemikler mi diriltilecekmiş?" diye dirilme olayını inkâr eden ateistler, biyolojik ölüm olayıyla herşeyin kaybolmadığını ve insanın bir "bilgi" kümesinden oluştuğunu laboratuvarlarında gördükten sonra bu gerçeği binlerce yıldır elçiler yoluyla bildiren Yüce Tanrı karşısında secdeye varacaklarına, kibir ve gururla inkâra devam edeceklerdir büyük olasılıkla... Kuşkusuz, bu gurur Saat ile son bulacaktır (10:24). Bak 15:29. ÖZETLE: Din ve dile giren "ruh" kavramı Yunan felsefesinden aparma bir kavram olup Kuran ve İslam ile bir ilgisi yoktur. Kuran, "ruh" kelimesini sürekli "vahiy" için kullanır. (16:2; 16:102; 17:85; 21:91; 32:9; 40:15; 42:52; 58:22; 66:12; 70:4). Nitekim peygamberlere Allah'ın mesajını vahyeden melek elçi Ruh, Ruhul Kuds (Kutsal Ruh) veya Ruhul Emin (Güvenilir Ruh) diye anılır. (2:87; 4:171; 5:110; 19:17; 21:91; 26:193; 66:12; 70:4; 78:38). Tanrı yaratılışımıza kendi Ruhunu, yani vahyini sokmuştur. (15:29; 32:9; 38:72). Bu ortak vahiy/bilgi ile donatılan biz insanlar ortak bir mantık ile anlaşabiliyor ve Tanrı'nın sözel vahyini aynı mantıkla tanıyıp, inceleyip anlayabiliyoruz. Türkçe'de "ruh" kelimesiyle, uyku anında gecici ve olum aninda ise surekli olarak bedenle ilişkisi kesilen "nefs" amaclanır. (39:42; 23:100; 35:14; 5:117). Nefs, "bilinç" dediğimiz beyindeki "ana program" dır.
Tarihselci hoca Saadettin Merdin'in "ilahi ve mucizevi yanıtın (vahyi kastediyorum) insanların algıları üzerinden anlattığı teorisini" nazarımızda bulundurursak The God celle celaluhu'nun Kutsal Ruh'u insanların ruh algıları üzerinden anlattığına kani olabiliriz.

10 yorum:

  1. Sitenizi yeni keşfettim nacizane bir kaç tavsiyem olacak.Sitenin düzeni biraz karışık,birde yazılarınızda sizin görüşlerinizi okumak isterim,nasıl olsa kendim yazıp kendim okuyorum diye düşünmeyin :)

    Ek olarak bu yazı için son paragrafa hiç vakıf olamadım.Edip'in Merdin'le olan tartışmasını bilmiyorum. "Tarihselci hoca Saadettin Merdin" demiş Edip,bildiğim kadarıyla Merdin tarihselci değil.Yazıdaki düşünceyle Merdin'in düşünceleri aynı(ruh konusunda).Yanlış anladıysam düzeltin ALLAH Eski Yunan felsefesi ve diğer kadim inançlardaki ruh anlayışı Mekkelilerde olduğu için Cebraili bu şekilde bir algı üzerinden anlatıyor.Ancak eğer bahsettiğimiz inançlardaki ruh ALLAH'ın bahsettiğine uymuyorsa bu Kur'an da neden eleştirilip düzeltilmiyor?
    Selam üzerinize olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar. Öncelikle yorumunuz için teşekkürler. Esasen o kısmı ben eklemiştim. Zira Saadettin Merdin'in bahsettiği bir vahyin insanların algılaı ůzerinden hitap etmesi durumu var. Honda ruh hususunda Saadettin Merdin'le E.Y'in görüşleri aynı.

      Sil
    2. Fakat Allah neden bunu düzeltmek yerine bu algıları üzerinden anlattı diyorsunuz galiba.
      İşte yanıtım:
      Aslında basit misal vermem gerekirse
      Allah ilk başta cariyelik müessesesinden ihtiyatlı yararlanmamızı emretmiştir. Yani burada bir süreç sözkonusudur. Allah'ın ve dolayısıyla O'nun kelamı olan Kur'an'ın insanlara özgürlük tanıdığını biliyoruz. O halde Allah "biz burda başlattık siz devam ettirsiniz" mesajı vermektedir inananlara.

      Fakat defalarca belirttiğim gibi bunun birçok problemi var:
      Misal Cariyelik müessesesi asla ve kat'a İslamla alakası olamayan bir müessesedir. Yani siz onun efendisi yani Rabbı oluyorsunuz. Tevhid-i rububiyet ilkesine aykırı değil midir bu?
      Bi de hani bilimsel konuları anladık e ama dini konuları insanların inançlarıyla anlatsın.
      Şeriatını Cahiliyeden almış,bilimini Cahiliyeden almış,dinini Cahiliyeden almış.

      E BE GÜZEL KARDEŞİM O ZAMAN BU İSLAM DEĞIL YENİ BİR DİN DEĞILDIR. OLSA OLSA MEKKE DİNİNİN BİR MEZHEBİDİR.
      El-insaf yahu!

      Sil
    3. Bu arada tweetlerime bakarsanız tarihaelci-evrenselci ayrışmasında şaşkın olduğumu görebilirsiniz.

      Sil
  2. Kafa karışıklığınizi twitlerde gördüm.Ancak çok acil bir şekilde bunun üzerine gitmelisiniz aksi takdirde hem din alginiz karmakarışık olacak hem de Allah alginiz sıkıntıli olacak.En baştaki soruyu şu yüzden sordum ; eğer Allah şunu cahiliye algısı üzerinden bunu cahiliye algısı üzerinden anlattı dersek yukarıda dediğiniz seyi(müşrik mezhebi bir din) birileri çıkıp savunur.Her türlü Ad hominemle anlattığını doğru gösterip,oryantalizmi guclendirebilir. Şahsi kanaatim Kur'an evrensel bir metindir,cariyelik konusundaki yazdiklariniza katilmiyorum, Kur'an'da köle kelimesi geçiyor diye Kur'an köleliği onaylamış değil aksine reddetmiştir, cariyelik denilen olay ya kölenin kadın versiyonudur ya da savastan ölen düşmanın yakinlaridir.Her iki durumda da Kur'an bunlarla rahatça cinsel ilişkiye girilmesine izin vermez.En basit örneği ;
    Ey müminler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah namazından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem (kapanmamış) halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. İşte Allah âyetleri size böyle açıklar. Allah, (her şeyi) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.Nur/58 Diyanet meali
    Keyfimce ilişkiye girdiğimde biri odama girerken niye benden izin istesin ki o zaman karım ayette zikredilmemis onun cariyemden farkı ne ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim aslında Edip'in şöyle bi çevirisi vardı cariyeliği sözleşmemiz altındakiler yahut eşlerimizin diye tevil ediyordu.
      Bu arada İslam dinine hakarette bulunmadım. Sadece Saadettin Merdin'in İslam algısını eleştirdim. Fakat teşekkürler sayenizde cariyelik konusu benim için açığa kavuştu. Allah razı olsun. Fakat ruh meselesi hala muamma hala araştırma sürecindeyim. Allah'tan dileğim seni,beni ve bilumum inananları doğruya kılavuzlaması ve DALLÎN'den eylememesidir. Amîn velhamdulillahi rabbil alemin.

      Sil
    2. Dualarıniz için Allah razı olsun.Yanlis anlaşılmasın bende size hakaret ithaminda bulunmak istemedim ,yazıdan öyle anlaşılıyorsa bagislayin.Ruh konusunda Caner Taslaman'in Teolojik Agnostik tavır makalesini okumanızı önerebilirim.
      Rabbim ilminizi,ilmimizi arttirsin.Selam üzerine olsun.

      Sil
  3. Teşekkürler:) Bilgi paylaşımının kuvvetine inanan birisiyim. Bildiklerimizi toplum olarak paylaşmanın baya bi lüzumu var şu günlerde.

    YanıtlaSil
  4. Kesinlikle katılıyorum hocam :)

    YanıtlaSil