Öne Çıkan Yayın

İslami olarak Ölümden Sonra Yaşam ve Ruh Hususu

Selam, Aslında şu an hiç kimse beni okumuyor biliyorum ama, Allah nezdinde "çabalamış" sıfatı kazanmak için bu yazıyı yazacağı...

28 Eylül 2017 Perşembe

Atasözleri ve deyimler, kültür mirasımızın iki önemli hazinesidir. Atasözleri, bir olaydan ders çıkarılması amacıyla söylenmiş,doğruluğu imtihan edilmiş, ulusça benimsenmiş olan sözlerdir. Çağlar boyunca toplumların gelişmesine koşut olarak değişip günümüze gelen atasözleri, ulusun benliğinin aynasıdır; onlarda ulusun, asırlar öncesinden günümüze kadar ulaşan düşüncesi, inanışı, yaşayışı, gelenekleri, görenekleri görülür.
Atasözleri, az sözle çok şey anlatma san'atıdır;
sözcüklerin aslî anlamlarının haricinde başka şeyler anlatma becerisidir. Açık ve dolaylı benzetmeler, kâh nükte, kâh eleştiri, kâh ığneleme ve taşlama kolaylığı sağlar ki, özellikle uyarma, uyandırma işlevi kazandırır.
Atasözleri yazınsal söz san'atları bakımından da zengindir, şu cinasın güzelliğine bakınız: "Deme kış, yaz; oku, yaz..." Tezat san'atına örnek arayan öğrenciler "Ak akçe, kara gün içindir" atasözümüzü gösterebilirler. Gelenek ve göreneklerimizin sözlü ve fiilî ürünlerinden olması, atasözlerine doğallık sağlamıştır.
Bir dilin zenginliğini oluşturan unsurlardan biri de deyimlerdir. Türkçe, bu nazariyeden bakıldığında çok zengindir. Örneğin halkımız, "düşünme, anlama ve kavrama gücü" olarak tanımlanabilen akıl sözcüğünden, yüzün fevkinde deyim üretmiştir. "Baş" ve baştaki organlar olan "kulak", "burun", "çene", "dudak", "diş", "dil" benzeri sözüklerle yapïlmış onlarca deyimin de, aslî anlamlarının ötesinde, geniş kavramların anlattığı bir hakikattir. Bunlar, binin üzerinde deyimde mevki alır.
Halk masallarımız, halk hikâyelerimiz, fıkralarımız, halk şiirimiz, manilerimiz, ninnilerimiz halk deyimleri ile yoğrulmuş, onlarla ifade güzelliğine ulaşmıştır. Halk, kendine has görüşlerini belirtebilmek için, kelimeleri aslî anlamlarından farklı olarak kullanma yolunu tutarken, dilin türlü olanaklarından istifade ederek özel ifade kalıpları da yaratmıştır.
Deyimlerin kaynağı, kişisel kullanımlardır, zira atasözlerinde olduğu gibi, evvela bir kimse kullanır, sonra ilk kullanan unutulur, söz grubu böylece kalıplaşarak ve anonimleşerek deyim olur. Deyimlerimiz doğru kullanıldığında, ifade güzelliği sağlar. Fakat insanın sorması icab eden şey şudur: " Neden yaşam ve toplum yasaları buna izin veriyor"

Selam.

1 yorum: